Biz Türkler, bütün tarihimiz boyunca hürriyet ve istiklâle
timsal olmuş bir milletiz.
Ne kadar zengin ve müreffeh olursa olsun, istiklâlden
mahrum bir millet, medenî insanlık karşısında uşak olmak
Milli egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında
zincirler erir, taç ve tahtlar batar, mahvolur.
Milletlerin esirliği üzerine kurulmuş müesseseler her tarafta
yıkılmaya mahkumdurlar.
Cumhuriyet fikir serbestliği taraftarıdır. Samimi ve
meşru olmak şartıyla her fikre saygı duyarız.
Egemenlik kayıtsız ve şartsız milletindir.
Gerçi bize milliyetçi derler. Ama, biz öyle milliyetçileriz ki,
işbirliği eden bütün milletlere hürmet ve riayet ederiz.
Onların milliyetlerinin bütün icaplarını tanırız.
Bizim milliyetçiliğimiz herhalde hodbince ve mağrurca
bir milliyetçilik değildir.
Bilelim ki milli benliğini bilmeyen milletler başka
milletlere yem olurlar.
Milli mücadelelere şahsî hırs değil, milli ideal, milli
onur sebep olmuştur.
Türk çocuğu ecdadını tanıdıkça daha büyük işler
yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır.
Milli his ile dil arasındaki bağ çok kuvvetlidir.
Dilin milli ve zengin olması, milli hissin gelişmesinde başlıca
etkendir. Türk dili, dillerin en zenginlerindendir.
Yeter ki, bu dil şuurla işlensin. Ülkesini,
yüksek bağımsızlığını korumasını bilen Türk milleti,
dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır.
Bir dinin tabiî olması için akla, fenne, ilme ve mantığa
uygun olması lazımdır.
Her fert istediğini düşünmek, istediğine inanmak,
kendine mahsus siyasi bir fikre sahip olmak,
seçtiği bir dinin icaplarını yapmak veya yapmamak
hak ve hürriyetine sahiptir. Kimsenin fikrine ve vicdanına
hakim olunamaz.
Türk Milletinin istidadı ve kesin kararı medeniyet
yolunda, durmadan, yılmadan ilerlemektir.
Medeni olmayan insanlar, medeni olanların ayakları altında
kalmaya mahkumdurlar.
Büyük dinimiz çalışmayanın insanlıkla hiç ilgisi olmadığını
bildiriyor. Bazı kimseler çağdaş olmayı kâfir olmak
sayıyorlar. Asıl küfür onların bu zannıdır. Bu yanlış tefsiri
yapanların maksadı İslâmların kâfirlere esir olmasını istemek
değil de nedir? Her sarıklıyı hoca sanmayın, hoca olmak
sarıkla değil, dimağladır.
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki,
Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler,
meczuplar memleketi olamaz. En doğru, en hakiki tarikat,
medeniyet tarikatıdır.
Medeniyetin emir ve talep ettiğini yapmak insan
olmak için yeterlidir.
Biz dünya medeniyeti ailesi içinde bulunuyoruz.
Medeniyetin bütün icaplarını tatbik edeceğiz.
Bizim devlet idaresinde takip ettiğimiz prensipleri,
gökten indiği sanılan kitapların dogmalarıyla asla bir
tutmamalıdır. Biz, ilhamlarımızı, gökten ve gaipten
değil, doğrudan doğruya hayattan almış bulunuyoruz.
Milletimiz her güçlük ve zorluk karşısında, durmadan
ilerlemekte ve yükselmektedir. Büyük Türk Milletinin bu
yoldaki hızını, her vasıtayla arttırmaya çalışmak, bizim
hepimizin en kutlu vazifemizdir.
İnsan topluluğu kadın ve erkek denilen iki
cins insandan mürekkeptir. Kabil midir ki, bu kütlenin
bir parçasını ilerletelim, ötekini ihmal edelim de kütlenin
bütünlüğü ilerleyebilsin? Mümkün müdür ki, bir cismin
yarısı toprağa zincirlerle bağlı kaldıkça öteki kısmı
göklere yükselebilsin?
Ey kahraman Türk kadını, sen yerde sürünmeye değil,
omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın.
Anaların bugünkü evlatlarına vereceği terbiye eski
devirlerdeki gibi basit değildir. Bugünün anaları için
gerekli vasıfları taşıyan evlat yetiştirmek, evlatlarını
bugünkü hayat için faal bir uzuv haline koymak pek çok
yüksek vasıflar taşımalarına bağlıdır. Onun için kadınlarımız,
hattâ erkeklerimizden çok aydın, daha çok feyizli, daha fazla
bilgili olmaya mecburdurlar; eğer hakikaten milletin
anası olmak istiyorlarsa.
Ben icap ettiği zaman en büyük hediyem olmak üzere,
Türk Milletine canımı vereceğim.
Gençler cesaretimizi takviye ve idame eden sizlersiniz.
Siz, almakta olduğunuz terbiye ve irfan ile insanlık ve m
edeniyetin, vatan sevgisinin, fikir hürriyetinin en kıymetli
timsali olacaksınız. Yükselen yeni nesil, istikbal sizsiniz.
Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve yaşatacak sizsiniz.
Yüksek Türk! Senin için yüksekliğin hududu yoktur.
İşte parola budur.
Benim naçiz vücudum nasıl olsa bir gün toprak olacaktır.
Fakat Türkiye Cumhuriyeti ebediyen yaşayacaktır.
Sizler, yani yeni Türkiye'nin genç evlatları! Yorulsanız
dahi beni takip edeceksiniz... Dinlenmemek üzere yürümeye
karar verenler, asla ve asla yorulmazlar. Türk Gençliği gayeye,
bizim yüksek idealimize durmadan, yorulmadan yürüyecektir.
Biz cahil dediğimiz zaman, mektepte okumamış
olanları kastetmiyoruz. Kastettiğimiz ilim, hakikati bilmektir.
Yoksa okumuş olanlardan en büyük cahiller çıktığı gibi,
hiç okumak bilmeyenlerden de hakikati gören gerçek alimler
çıkabilir.
Müsbet bilimlerin temellerine dayanan, güzel sanatları
seven, fikir terbiyesinde olduğu kadar beden terbiyesinde
de kabiliyeti artmış ve yükselmiş olan erdemli,
kudretli bir nesil yetiştirmek ana siyasetimizin açık dileğidir.
Mualimler! Yeni nesli, Cumhuriyetin fedakâr öğretmenleri
ve eğiticileri, sizler yetiştireceksiniz. Ve yeni nesil sizin
eseriniz olacaktır. Eserin kıymeti, sizin maharetiniz ve
fedakârlığınız derecesiyle mütenasip bulunacaktır.
Milleti kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir.
Öğretmenden, eğiticiden yoksun bir millet, henüz millet
namını almak istidadını keşfetmemiştir.
Dünyanın her tarafından öğretmenler insan topluluğunun
en fedakâr ve muhterem unsurlarıdır.
Okul sayesinde, okulun vereceği ilim ve fen sayesindedir ki,
Türk milleti, Türk sanatı, Türk iktisadiyatı, Türk şiir ve
edebiyatı bütün güzellikleriyle gelişir.
Türkiye'nin asıl sahibi ve efendisi, gerçek üretici
olan köylüdür.O halde, herkesten daha çok refah, saadet ve
servete müstahak ve layık olan köylüdür. Onun için,
Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin iktisadi siyaseti bu aslî
gayeye erişmek maksadını güder.
Ekonomik kalkınma, Türkiye'nin hür, müstakil, daima
daha kuvvetli, daima daha refahlı Türkiye idealinin belkemiğidir
mevkiinden yüksek bir muameleye lâyık sayılamaz.
Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir. Ben
milletimin en büyük ve ecdadımın en değerli mirası
olan bağımsızlık aşkı ile dolu bir adamım.
Çocukluğumdan bugüne kadar ailevî, hususî ve resmî
hayatımın her safhasını yakından bilenler bu aşkım
malumdur. Bence bir millete şerefin, haysiyetin,
namusun ve insanlığın vücut ve beka bulabilmesi
mutlaka o milletin özgürlük ve bağımsızlığına sahip
olmasıyla kaimdir. Ben şahsen bu saydığım vasıflara,
çok ehemmiyet veririm. Ve bu vasıfların kendimde
mevcut olduğunu iddia edebilmek için milletimin
de aynı vasıfları taşımasını esas şart bilirim.
Ben yaşabilmek için mutlaka bağımsız bir milletin
evladı kalmalıyım. Bu sebeple milli bağımsızlık
bence bir hayat meselesidir. Millet ve memleketin
menfaatleri icap ettirirse, insanlığı teşkil eden milletlerden
her biriyle medeniyet icabı olan dostluk ve siyaset
münasebetlerini büyük bir hassasiyetle takdir ederim.
Ancak, benim milletimi esir etmek isteyen herhangi
bir milletin, bu arzusundan vazgeçinceye kadar,amansız düşmanıyım..